8 Kasım 2012 Perşembe

Rabbit Junk - Bubble

Rabbit Junk'ın Project Nonagon toplaması sonrası çıkarttığı single'lar üzerinden devam ediyor olma sebebim en çok albümleri ReFrame ve This Life is Where You Get Fucked'ı henüz inceleme yazacak seviyede sindirememiş olmamdan kaynaklanıyor.  Fazla uzatmadan...

Hatırlatma babında: Rabbit Junk, The Shizit çıkışlı JP Anderson'ın, kafasına göre müzik türlerini harmanlayarak yapmak istediği müziği öne çıkartmasına yarayan bir proje.  Normal şartlar altında "dijital hardcore" sınıfına giren grubun aslında çok fazla kategorizasyona gelebilen bir müziği olduğunu söyleyemeyiz aslında.  Misal,  Bubble'ın müzik olarak içeriği aslında synthpop, hafiften dubstep, endüstriyel bileşkesinden oluşuyor ve barındırdığı minimal distortion gitarı dahi synth filtersinden geçirip kullanıyor.  Bu açıdan ise şarkı son derece vurucu: insanın kafasına yerleşen ve takip etmesine sebep veren bir beat çevresine inşa edilmiş şarkı bu açıdan son derece güzel.  Ki synthesizer melodileri son derece leziz ve dinlemesi de zevkli.

Aslında şarkının, duyabildiğim kadarıyla, hafif electroclash'e kayan bir yönü de var - bilhassa sözler tam bu tip bir şarkıya yaraşır vaziyette: şarkı genel olarak sevgilisiyle bir türlü anlaşamayan bir adam ve sevgilisinin şarkısı diyebiliriz: sözler genellikle "Ben çok gürültülüyüm ama sen de çok sessizsin" gibi zıtlıklar üzerine kurulu.  JP Anderson ve eşi Sum Grrl sürekli atışıyorlar ve siz de bu atışmayı dinliyorsunuz ki, Sum Grrl'ün rap girmesi JP Anderson'ın ise daha şiire dökmesi son derece hoş.

Sonuç mu? Dinlemeyen kalmasın.

Artılar: Şarkının kendisi.
Eksiler: Tür harmanlaması ve endüstriyel bilgisi çok az da olsa gerektirmesi.
Kimlere tavsiye edilir: Herkes.

Rabbit Junk resmi sitesi: Rabbit Junk
Rabbit Junk MySpace: Rabbit JunkSpace

Bubble kadrosu:
JP Anderson: müzik, vokal
Sum Grrl: yardımcı vokal


Mon Frere - Blood, Sweat & Swords

"Keşfedip sevdikten sonra hakkında bilgi bulmak amacıyla internete bir göz attığımda maalesef dağıldığını öğrendiğim gruplar" diye bir alt-kategori olsaydı Atlasımda, herhalde diğer türlerden daha dolu olurdu.  Cidden nefret ettiğim bir durum bu, fakat artık kendisini kabullendirecek kadar fazla yaşadığımdan, çok umursadığım da söylenemez.

Efendim, tek EP ve tek LP'den sonra dağılmış olan Mon Frere, Washington çıkışlı bir tür rock grubu.  Bir tür dememin sebebi ise, rahatça şu ya da bu türe sokulamayacak bir bileşkeye sahip olmaları.  Indie rock, punk rock, synth rock gibi pek çok türü birleştiren bir müzik yapıyorlar.  Basitçe tanımlamak gerekirse, basçı barındırmayan grubun müziğinin iki temeli, ve eşit derecede iki temeli, klavye/synthesizer ve gitar.  Bu konuda Mon Frere çok ilginç bir dengeye sahip, cidden de zaman zaman birisi öne çıkabiliyor da olsa, çoğunlukla gitarın synthesizer ile aynı öneme sahip olduğu bir müzik var.  Davulun işi ise, bu iki enstrümanı desteklemek ve atmosfere katkıda bulunmak.

Şimdi vokal kısmı birazcık insana bu grubu ya sevdirecek ya da itecek tipten zira Nouela Johnston punk gücündeki vokalini çok güzel kullanıyor da olsa, zaman zaman fazla gaza geliyor.  Yanlış anlaşılmasın, vokal son derece güzel ve müziğe karakteristik sivriliğini veren şeyler arasında en üst sıralarda yer alıyor, sadece bazen biraz daha hafif girmesini istetiyor o kadar.

Blood, Sweat & Swords'un ilk öne çıkan özelliği, çok oynak bir albüm olması.  Hayır, albüm saçmalayıp sağa sola yayılmıyor, sadece kullanılan melodiler ve ritmler çok oynak.  Big Shot, Look at the Cash, Clever Boi, Y.M.M.W.D.S.B., Wasted Life ve Bulliton bunun örnekleri ki, hele Big Shot ve Wasted Life son derece groove'a teslim şarkılar.  Burada aslında esas öne çıkan şey, Nouela Johnston ve Kyle Swisher'ın birbirleriyle olan uyumları denebilir: gitarın öne çıktığı anlarda bazen klavye tamamen kayboluyor, klavye bir melodiyle çıktığında gitar onu destekliyor ve ortaya çıkan dinamiği dinlemesi çok zevkli diyebilirim.

Albümün bir diğer yüzü de coşkulu ve enerji yüklü şarkılar.  Daha baskın gitar, daha hızlı klavye ve resmen uçan vokallerle dolu bu şarkılar insanı rahatça yerinden kaldırabilecek bir güce sahip.  Bu kadar basit, bu kadar teferruatından sıyrılmış bir kadronun bu kadar enerjiyi açığa çıkartabilmesi grubun dağıldığına üzülmeme gidiyor otomatikman.  Let It Bleed (Teen Wolf), Look at the Cash, Drain, You Don't Mind, ve tekrar Clever Boi son derece vurucu şarkılar ki, bunların biraz daha punk barındırdığını söylemek mümkün.  Let It Bleed (Teen Wolf) bu konuda kendini rahatça belli eden ve kolaylıkla insanın aklına yerleşip oradan çıkmayan bir şarkı.

Ekstradan bahsedilmesi gereken şarkı ise Leavıng Town, zira, girişiyle No Doubt'ın Don't Speak'ine yakın bir havada başlayıp, hüzünlü bir ballad olarak devam etmesiyle resmen sağ gösterip sol vuran bir şarkı.  Y.M.M.W.D.S.B. gibi yaz/lunapark/lise aşkı havalı şarkıların ve hafif pop gücüyle öne çıkan Drain gibilerinin arasında son derece garip bir şarkı.  Normalde albümlerin bu tip "bütünlüğü bozan" çıkışlarından nefret ederim, fakat Mon Frere her nasılsa bunu albüme yedirmeyi başarmış.  Ha, gerçi, şarkı ortasını geçtikten sonra birden daha epik yerlere giderek hızını ve atmosferini arttırıyor ve diğer şarkıların sahip olduğu sivriliğe ulaşıyor ama, yine de...

Blood, Sweat & Swords'ün bir diğer özelliği akılda kalması.  Her şarkının bir yeri (genelde nakaratı) rahatça kafanıza yerleşiyor ve zaman zaman sözleri hatırlamasanız bile "ya şu şarkıyı bir dinleyeyim" demenize sebebiyet veren çıkışlarla dolu.  Özellikle Let It Bleed (Teen Wolf)'un ana riff'ini, You Don't Mind'ın nakaratını dinleyip de unutmak imkansız ki, albümün geri kalanı da daha aşağı kalır değil.

Sonuç mu? Blood, Sweat & Swords, "bu grup aslında devam etseydi dünyayı sallardı" dedirten bir albüm.

Artılar: Genel olarak müzik, albümdeki dinamizm.
Eksiler: Vokalin bazen fazla sivri olması.
Kimlere tavsiye edilir: Rock seven herkese, ki diğerleri de bakabilir aslında.

Mon Frere myspace: Mon FrereSpace

Blood, Sweat & Swords albüm kadrosu:
Nouela Johnston: vokal, klavye
Kyle Swisher: gitar
Dustin McGhie: davul



1. Y.M.M.W.D.S.B.
2. Drain
3. You Don't Mind
4. Look at the Cash
5. Leaving Town
6. Big Shot
7. Clever Boi
8. Wasted Life
9. Let It Bleed (Teen Wolf)
10. Bulliton
11. Harsh Winds

Not: Y.M.M.W.D.S.B.'nin açılımı: You Make Me Wanna Destroy Something Beautiful.

7 Kasım 2012 Çarşamba

El-P - Cancer 4 Cure

Hip-hop'ın belirli bir noktadan sonra gangsta takılıp aslında bu işlerle zerre ilgisi olmayanlar ile, para, hatunlar ve eğlence harici konu bulmaktan aciz bir grup pozcu arasında bölüştürülmesi, en çok da bu türü hiç bilmeyenlere yaradı, zira nefret söylemlerine malzeme sağladı.  Lil Wayne'dir, Souljah Boy Tell 'Em'dir, T-Pain'dir bu müziğin en dejenere olmuş, artık olması gerekenden uzaklaşmış halleridir.

Özgür bırakılmış ve potansiyeli sonuna dek kullanılmış hip-hop neye benzer derseniz, cevabım, son zamanlarda beni ezip geçmiş bulunan El-P olacaktır.  Brooklyn'den çıkma bu garip MC, aslında hip-hop'ın ve lirisizmin sınırları olmaması gerektiğinin en sağlam kanıtlarından birisi.  Adam standart hip-hop usülü kendisinden ve ne kadar efsane olduğundan da bahsedebiliyor (The Full Retard), olayı bilim kurgu hikayesine de dökebiliyor (The Jig is Up ve Sign Here, ki ikisi zaten tek şarkı desek yeridir.) Kaldı ki, bunun dışında da, ortaya döktüğü kafiyeler en basit halinden en karmaşık, en iç içe geçmiş haline kadar gidebiliyor.

Bu noktada aslında Cancer 4 Cure'un en önemli özelliğinden bahsetmek lazım: albüm fazlasıyla çeşitli.  Evet, çoğunlukla El-P'nin karakteriyle bezeli, ki zaten iyi bir hip-hop albümü sadece kafiye söyleyen bir adamın şarkıları değildir.  El-P bu açıdan son derece hoş bir yerde.  Bunun üzerine, hip-hop'ın sabit ve sample bazlı yapısının da kırıldığı bir albüm Cancer 4 Cure.  Misal, Tougher Colder'da laf rapçiden rapçiye geçtikçe (zira El-P, Killer Mike ve Despot var şarkıda) müzik de ona ve şarkının genel dengesine göre yerinden oynuyor; arka plandaki synth değişiyor, beat vurguları farklılaşıyor...  Bir diğer örnek Oh Hail No, şarkı baştan sona orta tempolu giderken, Danny Brown girdiğinde birden yavaşlıyor ve hafiften yavşıyor.

Yanlış anlaşılmasın, El-P'nin kendi başınayken de müziğe yedirdiği unsurlar sabit, dümdüz, aynı iki-üç sample ile takılmak yerine şarkı ilerledikçe gelişen, değişen, yeni parçalar eklenen bir yapı sergiliyor.  El-P'nin düşmediği bir hata, aynı şekilde birbiri ardına şarkı dizmek.  Bu albüme muhteşem bir sivrilik veriyor, zira bir sonraki şarkıda ne geleceğini bilemiyorsunuz.  Albümün en beklenmedik dönüşü belki de The Jig is Up: şarkı, bir transatlantikte peşine takılan ajanı enseleyen bir diğer ajanın sorgulamasında sorduğu sorulardan oluşuyor, ki, oradan sorgulama sürecinin ufaktan işkenceye geçtiği Sign Here'a bağlanması hem çok iyi, hem de kan donduran bir ciddiyete sahip.  Müzik açısından bir diğer örnek sanırım Stay Down, adamı hayalet görmüşe çeviriyor resmen.

Albümün bir diğer güzelliği ise, bolca efsane an barındırması.  Tougher Colder, misal, "Düşmanımın annesine: az önce oğlunuzu öldürdüm" diye açılıyor.  Benzer şekilde tek cümlelik atışlar her şarkıda mevcut.  Bir diğer örnek Sign Here: "Güvenlik sözcüğünüz(1) 'evet', deneyin bir. (Evet) Kendi güvenliğiniz için sizi bağlayacağım, buna rıza gösteriyor musunuz? (Evet)" Benzer şekilde, Words Every Time'ın "Eve gitmek için her şeyi yapardım" çıkışıyla, For My Neighbor'un (ki kendisi polislerle, üst kat komşusu hakkında konuşmak zorunda kalan bir New York'luyu konu alıyor) "Eğer onu öldürürseniz kimseye söylemem" çıkışı... albüm zaman zaman güldürse de (The Full Retard'ın "amma paronayaksın be" çıkışı gibi) çoğu zaman insanın dudağını uçuklatacak cinsten vuruyor.

Sonuç mu? Dünyanın en sağlam albümlerinden birisi.

Artılar: Usüller, kişiler, tarz, kısaca her şey.
Eksiler: Hip-hop, electronica ve ucundan dubstep ile tanışıklık gerektirmesi.
Kimlere tavsiye edilir: Hip-hop sevenlere, müzik sevenlere.

Definitive Jux (resmi site yerine plak şirketi Definitive Jux'ın sitesini koyuyorum)
El-P Myspace: El-PSpace


1. Request Denied
2. The Full Retard
3. Words Every Time
4. Drones Over Brklyn
5. Oh Hail No
6. Tougher Colder
7. True Story
8. The Jig is Up
9. Sign Here
10. For My Neighbor
11. Stay Down
12. $Vic/FTL (Me and You)

NOT (1): BDSM ilişkilerde kullanılan "güvenlik sözcüğünü," birisi, kendisiyle haşır neşir olan kişinin tamamen durmasını istediğinde kullanır.  Güvenlik sözcüğü "Evet" olunca, ve soruların cevabı hep evet-hayır olunca, ve hayır demek bir seçenek olmayınca da....

29 Eylül 2012 Cumartesi

Mindless Self Indulgence - if

Sürekli hiperaktif bir enerjiye sahip, her adımda hızlı, yüzünde bir gülümsemeyle küfürleri ard arda dizen ve hiçbir şeyi umursamayan bir grup, nasıl olur da bunların hiçbirini bozmadan depresyonun dibine vurur, ve bunu yaparken çıtasını yükseltir diye sorarsanız, cevabını MSI bize if albümü ile vermiş derim.

if, grubun sonraki hamlesi merakla beklenirken geldi ve ortaya çıkan şeyi, bence, kimse tahmin edemezdi.  Her şeyden önce, müziğe değinelim: You'll Rebel to Anything'den birkaç adım ileri giden müzik çok daha oturaklı, new school punk etkisi biraz daha bariz, fakat aynı zamanda grubun özünde olan hip-hop, elektronik ve chiptune estetiğinden hiç ödün vermemiş.  Bu da zaten if'i, aslında önceki albümlerin yavaş yavaş inşa ettiği yapı kılıyor.  Jimmy eskisi kadar çok vokal numarası kullanmıyor fakat Steve Righ? ve Lyn-Z bu ufak boşluk sayesinde biraz daha ön plana çıkmış.

Fakat, albümün MSI diskografisinde tamamen kendine has bir yere sahip olmasının ve en önemli özelliğinin arkasında ufak müzikal değişiklikler yatmıyor.  Basitçe söylemek gerekirse, if son derece depresif bir albüm.  Nasıl derseniz, şöyle: grup, özünde bulunan enerjisini muhafaza etmeyi başarmış.  Şarkıların hepsi yine hızlı, insanı sürükleyen, belirgin bir enerji yükünü içinde barındırıyor.  Albümü zaten (açıktan açığa depresyona bağladığı Due, Mark David Chapman ya da Mastermind gibi anlar haricinde) bu çok depresif yapıyor: MSI resmen dinleyicisini eğlendirirken kendi kendisini harcadığını ifade eder gibi bir tavra bürünmüş.  Gülümsüyorlar, hoplayıp zıplıyorlar, akıp gidiyorlar ve her espri, her gülücük sahte, hepsi yalan ve onlar da bunun farkındalar.  if, duruşuyla, resmen "acı çekmemizle eğlendiğinizi biliyoruz, dolayısıyla kendimizi kırbaçlayacağız" der gibi.

Tamamen depresif Due ("Herkes neyi bilmesi gerektiğini biliyor, ben hariç") , Mastermind ("Vaktin geldi, her şeye veda et"), Mark David Chapman ("Umut yok, korku yok, hepimiz aynı gözyaşlarıyla ağlıyoruz") gibi şarkıların yanında Pay for It ("Asla mükemmel olmayacak, benim için asla"), Prescription ("Sahneye çıkmadan ufacık bişeyler lazım"), Never Wanted to Dance ("Asla dans etmek istememiştim ama sen hayır cevabını kabul etmedin, kaltak"), Evening Wear ("Herkes bomba olmak istiyor ve bomba olunca masumiyet yitiyor") gibi buruk şarkılar da yer alıyor.  Bu açıdan, eskiden tek tük çıkan, ciddi ya da depresyona bağlayan cümlelerin bazen şarkıları toptan ele geçirdiğini söylemek mümkün.  Fakat, belirtilmesi gereken şey, mevzubahis şarkıların da insanı eğlendirebiliyor olması.

Ha, albüm bunu çok güzel bir şekilde, yeni ve oturmuş tarza uygun eski/yeni, eğlenceli pek çok şarkı var.  Üniversite birinci sınıf muhabbetli Issues, felaket komik bir geçiş barındıran (ve konusu aklınıza ilk gelen şey olan) Get It Up, lisse mentalitesiyle yazılmış ayrılık şarkısı Revenge, MSI standardı Animal, endüstriyel yönüyle öne çıkan ve Revenge'deki ponpon kız havasını koruyan On It, hip-hopumsu bir tavır sergileyen Money ve tabii ki efsane olan Bomb This Track insanı rahatça yerinden kaldırıp dans ettirebilecek şarkılar.

Sonuç mu? if son derece sağlam ve grupların aslında özünden ödün vermeden de gelişebileceğinin / olgunlaşabileceğinin kanıtı.  MSI'ın bir sonraki adımını merakla bekliyorum.

Artılar: Müziğin tavan yapması, her şarkının efsane olması geleneğinin sürmesi, grubun eski kimliğiyle yeni kimliğini birleştirmesi sonucunda özünden uzaklaşmadan değişmiş olması....
Eksiler: Albümün bir yarısının önceki EP'lerde yer alan ya da single olarak çıkan şarkılar olması.
Kimlere tavsiye edilir: MSI hayranlarına, MSI nedir merak edenlere ve genel olarak garip, elektronik destekli rock / punk sevenlere.

Mindless Self Indulgence resmi sitesi: MSI
Mindless Self Indulgence myspace: MSISpace

Tight albüm kadrosu:
Little Jimmy Urine - vokal
Steve Righ? - gitar
Lyn-Z - bas
Jeniffer "Kitty" Dunn - davul



1. Never Wanted to Dance
2. Evening Wear
3. Lights Out
4. Prescription
5. Issues
6. Get It Up
7. Revenge
8. Animal
9. Mastermind
10. On It
11. Pay for It
12. Due
13. Money
14. Bomb This Track
15. Mark David Chapman

Not: Albümün aslında birkaç tane kapağı var - ben normal versiyonundan çok daha ucuza deluxe versiyonunu bulduğumdan, onun kapağını koydum.