28 Şubat 2012 Salı

Collider - Collider EP

Ottawa diyince aklıma gelen ilk şeyin sludge metal olmamasında bir gariplik göremiyorum açıkçası - fakat bu noktadan sonra sludge metal dediğimde aklıma gelen ilk şeyin Collider olacağına şüphe yok.  2011'in bir kısmında uyumuş olduğum için kaçırdığım pek çok güzel albüm var, yeni yeni sindirebildiğim, en yenisi ise Collider isimli grubumuzun üç şarkılık EP'si.

Collider ne tarz icra ediyor derseniz, garip bir sludge bileşkesi derim.  Sludge metalin bazı alternatiflerinde (Mastodon, Baroness, Howl....) bulunan pek çok özellik var - kafaya balyoz indirircesine bir müzik, sivri bas, davulun ritmik olduğu kadar lead enstrüman da olabilmesi, brutal vokal (ki Collider vokal açısından Howl'a çok ama çok benziyor) var.  Kategorik olarak hafif post-metal, hafif hardcore etkisi taşıyal sludge metal desek yeterlidir.

Collider'ı akranlarından ayıran en önemli özelliklerinden birisi, adamların şarkı yapıları.  Bu üç şarkılık EP'de bile pek çok riff var, fakat, bazı sludge gruplarının (misal Hull) yaptığını yapıp da ard arda riff dizme yolunu seçmemişler - onun yerine, şarkıyı bir "ana riff" eksenine oturtup, birincil olarak bu riff üzerine varyasyonlarla ilerleyip, bu varyasyonların arasına farklı riff'ler sıkıştırmışlar.  Bu en belirgin olarak açılış şarkısı olan Tundra'da mevcut.

Tundra'da göze çarpan ve Crusher of Suns ile Titana Boa'da eşit derecede bulunan bir diğer "kendine haslık" ise Orta Doğu etkisi.  Karşılaştırma yaparak ancak Melechesh ile karşılaştırabileceğim bir anlayışa sahip Collider ve gerek ritmlerinde, gerek seçtikleri melodilerde ve rifflerde bu hissediliyor - EP'nin açılış riff'inin hem kendisi, hem o riff'in sonradan getirilen varyasyonları oynak ötesi, ve bu oynaklığın genele yayılmış olması da grup için başka bir artı.

Post-metal özelliği ise esasen Crusher of Suns'da çıkıyor - şarkı öyle bir açılıyor ki, grubun Agalloch anı yaşadığını söylesek yeridir (Agalloch'un post-metal olmaması bir yana...) Tabii ki vakit kaybetmeden bu post-metal girişi sludge metale evriliyor fakat, bu geçişte ortaya atılan melodiyi daha sonra destekçi olarak kullanıyorlar.  Bunun bir benzeri Titana Boa'da da var, fakat o şarkı yumuşak başlayacakmış gibi yaptıktan sonra kafaya inen ard arda power chord'lar ile dinleyiciyi sindirme politikası izliyor.

Aslında bütün bunların hepsinin anlatması gereken tek bir şey var - üç şarkıda ne kadar grup kimliği, duruş, vs. olur ki, diyenlere, sayının önemsiz olduğunu anlatması gerekiyor sadece.  Zira Collider'ın tarzı kendine has ve dinlediğinizde "aha bu Collider" rahatça diyebileceğiniz bir müzik var ortada.  Bu kadar az miktarda şarkı/ürün sahibiyken grup kimliği gibi kritik bir ögeyi bu kadar rahatça ortaya çıkartabilmeleri ise takdire şayan.

Sonuç mu? Herkese inat "EP'miz bedava ve hep bedava kalacak" diyen bu grubu kaçırmayın derim, BandCamp linki aşağıda, oradan indirebilirsiniz.

Artılar: Müziğin güzelliği, şarkıların hoşluğu derken uzar gider, basitçe her şey.
Eksiler: Sadece üç şarkı olması!
Kimlere tavsiye edilir: Death ve heavy metal dinleyenler bir bakmalı, haricinde sert müzik sevenlere ve sludge tayfasına.

(grupta ne kimin ne yaptığı belli, ne de resmi site var ortada, haliyle...)


Collider BandCamp: ColliderCamp



1. Tundra
2. Crusher of Suns
3. Titana Boa

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder