21 Kasım 2011 Pazartesi

Candle Nine - The Muse in the Machine

Uzun süredir farklı bir şeylerin özlemiyle yanıp tutuşuyordum ve, resmen hiçliğin göbeğinden çıkageldi Candle Nine. Esasen grupla, Access to Arasaka aracılığı ile bir tanışıklık sahibiydim, fakat ancak post-engineering blogunda bu albümü görünce varlığını hatırladım. Ki resmen yazık etmişim diyorum.

Candle Nine'ın icra ettiği müziğe gelirsek, aslında sınıflandırması zor bir tür endüstriyel bileşkesinden bahsediyoruz diyebilirim. En rahat sınıflandırma, glitch etkileri taşıyan IDM diyebiliriz. Glitch ve glitchcore müzisyenlerinden müziğe gelen şey ise sürekli aksatılan ritmler ve söz yerine, filmlerden alıntı diyalog parçacıkları kullanımı. IDM olarak sunabileceği şeyler ise türlü synthesizer numaraları ve atmosfer yaratan sequencer parçaları ile melodik kısımları güzel bir dengeye oturtması diyebiliriz. Ha, aklımdayken, projenin mimarı icra ettiği müziği "post-endüstriyel" olarak tanımlamakta.

Albümün en başarılı yönlerinden bir tanesi zaten bu atmosferde, ve albümün tek dezavantajı da burada ortaya çıkıyor zaten. Şöyle ki, bu albüm, geceleyin ve şehir ortamında (hani yazlıkta vesairede değil, beton binaların arasındayken) dinlenmesi gereken bir albüm. Sebep herhangi bir şeyde değil, The Muse in the Machine öyle bir hava içeriyor ki, cidden başka herhangi bir zamanda/mekanda eğreti duruyor. Gece havası felaket seviyelerde, ve müziğin kendisi hep uzakta parıldayan yüksek ofis binalarını ve şehir ışıklarını çağrıştırıyor... ve zaman zaman karı. Aslında bu açıdan son derece "görsel" bir müzik yapıldığını söylemek mümkün.

Ki, projenin arkasındaki isme facebook üzerinden ulaşma fırsatı bulduğumda öğrendiğim birkaç şey, albümün genel havasındaki bir diğer yönü çok güzel özetledi: albüm son derece buruk ve son derece kişisel. Yarattığı her zihinsel imgelemin ortasında mutlaka bir insan/karakter yerleştirtiyor. Bunun sebebi, projenin mimarının kendi hayatını (ve Kerianne's Spine durumunda kendisine acı veren olayları) baz almış olması ve müziğin içinde de bu hissediliyor. Daha bariz olduğu yerler var, tabii ki (Internally Threaded, Kerianne's Spine, Someone Anyone) fakat albümün genelinde hissediliyor.

Albümün diğer kısımlarında öne çıkan bir şey ise, aslında bu tip müzikle uğraşıldığında kurtuluş olmayan bir bilim kurgu hissi. Neuromancer göndermesi şarkıda (Wintermute) System Shock 2 sesleri kullanılması mı, yoksa Icarus Descending'de arka planda dönen "ölüm makinesi nasıl bir konsepttir" muhabbeti mi dersiniz, albüm bu açıdan çok başarılı ve son derece sinematik. Raison D'etre, R5-D50-R8 ve Penumbra bu açıdan öne çıkan şarkılar ki, şarkı listesine bir göz atarsanız göreceğiniz şey de albümün son derece dengeli olması olacaktır. Candle Nine, daha duygusal yoğunluğu olan şarkıları, farklı tatlar yakalayan ve/ya farklı durumların çevresinde dönen şarkılarla dengeliyor ve güzel bir dinamizm yaratıyor.

Belki de The Muse in the Machine'in en güzel yönü, bütün yukarıda yazanların ötesinde, son derece rahat ve herkesin (tabii ki geceleyin ve şehirde olmak üzere) dinleyebileceği bir albüm olması. Evet, birazcık glitch/IDM bilmek (ki "birazcık" dediğim de "üç tane Tympanik Audio grubunu bulmuş olmak" ile eşdeğer olacak kadar da küçük olabilir) yardımcı oluyor, ama şart değil. Ve bu da albümü ulaşılabilir kılıyor ki bu da bir avantaj.

Sonuç mu? Durduğunuz kabahat, dinleyin bu şaheseri.

Artılar: Atmosfer, şarkıların güzelliği, oradan oraya deli gibi atlamak yerine "şarkı" olmaları.
Eksiler: Sadece geceleyin ve şehirde dinlenebiliyor olması!
Kimlere tavsiye edilir: Herkese.

Candle Nine resmi sitesi:Candle Nine

(Bu noktada, projenin ev sahipliğini alternatif elektronik/endüstriyel müziğin yeraltı devi denebilecek Tympanik Audio'nun yaptığını belirtmek gerekiyor.)


1. Internally Threaded
2. Penumbra
3. Raison D'etre
4. R5-D50-R8
5. Imperfect
6. Wintermute
7. Icarus Descending
8. Kerianne's Spine
9. Someone Anyone

NOT: Normalde albümde Wintermute'un bir Access to Arasaka remix'i, bir de R5-D50-R8'ın Autoclav1.1 remix'i (R2-D2C3-PO gibi komik isimli) bir versiyonu var fakat remixleri saymam, bilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder