3 Mayıs 2011 Salı

Witchcraft - Firewood

Eveet, döndük dolaştık geldik modern retro-doom-rock'ın ve occult rock'ın kaçınılmaz, gizemli ve bir o kadar da ortada ismine: Witchcraft. Bu İsveçli grubun sadece üç albüm ile tür devleri Electric Wizard ve Blood Ceremony gibilerinin yanına yerleşmiş olması, zaten kendi içinde gruba göz atmak için yeterli sebep. Benim diskografinin tam ortasını seçme sebebim ise, ilk albümün prodüksyonunun yetersiz gelmesi, ve son albüm The Alchemist'i hep yanlış zamanlarda dinlemeye çalışmış olmamdır.

Basitçe bakarsak, Witchcraft tam anlamıyla eski usül rock yapıyor. Ne kadar eski derseniz, şöyle diyeyim, Jimi Hendrix ile birazcık tanışıksanız gayet bu müzikle tanışıksınız demektir. Son 30 yılda pek duymayacağınız cinsten tınılar yakalıyorlar, ve bu adamların yaptığı müziğin öyle doğal bir parçası ki, kalkıp da "ısararla nostalji" diye kasıyorlarmış gibi hissettirmiyor. Sanki adamlar zaman makinesi icad edip, 60-70'lerden günümüze sıçradıktan sonra alet bozulmuş ve kalakalmışlar gibi bir hava sahibiler.

Albüm son derece rahat, son derece rahatlatıcı bir havaya sahip ve baştan sona sadece ve sadece duyacağınız en kaliteli usül, bazen basit, bazen daha karmaşık, ama her zaman son derece düzgün rock. Herhangi bir tür etkileşimi yazmam imkansız. Orta tempolu şarkılardan Mr. Haze gibi oynak ve solo gitara daha ağırlık veren şarkılara, oradan Sorrow Evoker ya da Wooden Cross (I Can't Wake the Dead) gibi daha yavaşlarına geçen grup, yaptığı müziğe son derece hakim. Şarkılar akışkan ve bir şekilde sizi esir almayı rahatça başaracak kalibrede.

Bir diğer nokta ise, müziğin az ama öz olması. Genellikle şarkılar, rock şablonuna dahil olduğu üzere, bir ana riff çevresinde dönüyor: geçiler, köprüler ve benzeri ekstra kısımlar bu noktadan uzaklaşsa da, öyle ya da böyle bu noktaya dönülüyor, dönülmeyen yerlerde de zaten grubun birazcık da olsa kalıbından sıyrıldığına tanık oluyorsunuz. Bunun aslında çok sık olmaması, grubun kendisini yerleştirdiği klasik rock ekseninden kaynaklanan bir şey: genel duruşları, yarattıkları müzik bundan çok kaymaya zaten müsait değil. Grubu zaten efsanevi müziğinin yanında, Led Zepellin benzeri okült eğilimleri ve akranlarının hard rock eğilimine karşılık koyduğu klasik rock eğilimi ayırıyor diğerlerinden.

Ha, tek bir problem var ise de o, vokalin bazen bayması. Şöyle ki, Magnus Pelander bazen James Hetfield'ımsı bir "dizeyi bitiren kelimeye/heceye 'ıah' ekleme" hastalığından muzdarip. Sesli harflerin çoğunlukta olduğu noktaları fazla uzatıyor ve her allahın dizesini 'nıah' ("Give mee a wooden crooooooooooosnhah" gibi) ile bitirmesi bir noktadan sonra komikleşmeye başlıyor zira dizenin kendisinden çok sondaki o heceyle ilgili oluveriyorsunuz. Bunu gideren ise, Ola Henriksson (bas) ve John Hoyles'ın (gitar), Pelander ile ortaya koydukları müziğin uyumu ve zenginliği (ki, davulcumuz Jonas Arnesén, benzeri tip davulculardan aşağı kalmıyor, o apayrı.)

Haricinde söylenebilecek pek bir şey yok. Firewood, kendine haslığıyla, rahat havasıyla, sağlam riff'leri ve melodileriyle olsun, klasik rock'ın modern örneği olmasıyla olsun, rahatça dinlenebilecek bir albüm. Albüme alışmak biraz zaman alabilir - fakat, benim gibi "klasik rock" sevgisi sıfırın altında bir adama bile kendini defalarca dinletebilip sonunda da sevdirebiliyorsa, bence mutlaka bir bakın derim.

Artılar: Müzik, genel olarak; havası, kendini yavaş yavaş da olsa sevdirmesi, keyfi.
Eksiler: Pelander'in ekstra hececiği, klasik rock olduğundan kelli ayrıntı ve çözmesi zaman alabilen bir albüm olması.
Kime tavsiye edilir: Herkese. Rock evrenseldir.

Witchcraft resmi sitesi:Witchcrafthome
Witchcraft myspace:Witchcraftspace

Firewood albüm kadrosu:
Marcus Pelander: vokal, gitar
John Hoyles: gitar
Ola Henriksson: bas
Jonas Arnesén: davul



1. Chylde of Fire
2. If Wishes Were Horses
3. Mr. Haze
4. Wooden Cross (I Can't Wake the Dead)
5. Queen of Bees
6. Merlin's Daughter
7. I See A Man
8. Sorrow Evoker
9. You Suffer
10. Attention!

NOT: Aslında albümün limited edition versiyonunda, üç bonus şarkı bulunuyor, sırasıyla: When the Screams Come (Pentagram -hayır bizimki değil- cover'ı), If Crimson Was Your Color (ki bu şarkı The Alchemist albümünde de var) ve I Know You Killed Someone.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder