22 Ocak 2011 Cumartesi

Icon and the Black Roses

Icon and the Black Roses'ın yeri benim için birazcık ayrı, zira taa 2004'ten beridir bir türlü elime geçiremediğim ve hep atlayıp durduğum bir topluluk, fakat bir şekilde kendimi tekrar onlara dönmüş halde bulmam apayrı bir durum. Zaten For My Pain de böyle, ki grubun akranlarından İtalyan Embellish ve This Void Inside da aynı kaderi paylaşıyor. Durup durup bu gruplara hep geri dönüyorum.

Efendim Icon and the Black Roses'ın kendi adını taşıyan ilk albümü, 2004'te çıkarttı, zaten 2005'te de dağıldığını duyurdu. Bunca zaman sürekli bu albüme geri dönüp bir türlü dinleyemedikten sonra oturup bir dinleme fırsatım oldu, ve, yeni albümlerinin çıkmak üzere olduğu şu günlerde (evet, eli kulağındakiler diye köşe açmaya niyetliyim resmen) grubun ilk albümünü incelmeyi uygun gördüm.

Icon and the Black Roses için, eğer HIM sapıtmasaydı olabileceği şey denebilir. Gotik rock'ın en güzel örneklerinden biri olan grup, bu iki cümlenin getirebileceği hakaretleri hak etmiyor hiçbir şekilde. Çoğunlukla gotik müzik alt-türlerinin getirebileceği güzellik, pozcu birtakım tipler ve önyargı yüklü "harbi metalciler/rockçılar" tarafından reddedilir, fakat gerçekten de kaçırılmayacak güzellikler vardır gotik rock'ta. Icon and the Black Roses zaten bu güzelliği rahatça ve kastırmadan ortaya dökebilenlerden.

Şimdi, müzikal altyapıda gotik rock var, basitçe. Punk'tan esinlenilmiş riff'ler, müziğe eşlik eden davullar, yerinde ve tadında sololar, şarkılara eşlik eden klavye ve genel bir gotik atmosfer hakim: albümün havası başka şekilde tanımlanamıyor maalesef. Gotik rock'ın "duyunca anlaşılan ve tanımlanamayan" eşsiz tadından mevcut bu albümde. Zaman zaman daha kırılgan, zaman zaman daha karanlık, ama her daim belirli bir havayı ve tempoyu tutturmayı başaran şarkılar bir bütünün parçaları oldukları hissini veriyorlar: hani yakında gelecek olan ikinci albümle katiyen karışmayacak kadar karakteristik şarkıları var grubun.

Bunda tabii ki Johnny Icon'un istedi mi gürleyebilen ama istedi mi okşarcasına geçen vokalinin etkisi büyük. Adam Nox'un gitarın hızına ve varlığına yetişen, hatta zaman zaman onu tamamlayacak kadar öne çıkan klavyesi, Mike Thorn'un efsanevi davulları, Sean Rose'un bası ile Sebastian Noir'ın gitarları birarada coştuğu kadar yumuşayabilen de bir müzik çıkartıyor ortaya. Angel ve Black Cage gibi daha tempolu şarkıların yanı sıra Who Do You Hurt Now? ve Remember gibi daha yumuşakları var, fakat grubun tam anlamıyla bir ballad yaptığını söylemek mümkün değil.

Aslında Icon and the Black Roses'ı bu kadar özel yapan şey belki de (henüz) tek albümlerinin olması, ve zaten genellikle ilk albümün hayat-memat meselesi olduğu ve milyar tane akranları ile kapışmaları gereken piyasada çıkış yapmaları denebilir. Sonuçta gotik rock net kalıpları olan bir müziktir ve sıyrılması çok zordur, zaten normalde istemez de. Bu noktada Icon and the Black Roses, bunun negatif bir şey olması gerekmediğini ortaya dökercesine yaptığı çıkışla bize güzel bir albüm sunuyor. Rock/metal seven herkese tavsiyemdir.

Artılar: Güldür güldür gotik rock albümü olması, HIM sapıtmasaydı böyle olabilecek olması, genel olarak her şey.
Eksiler: Running Up that Hill artık leşi çıkmış bir cover şarkısı, ve bir-iki şarkı çok akılda kalıcı değil.
Kime tavsiye edilir: gotik rock/metal hayranlarına.

Icon and the Black Roses myspace: http://www.myspace.com/iconblackroses

Icon and the Black Roses albüm kadrosu:
Johnny Icon: vokal
Sebastian Noir: Gitar
Sean Rose: Bas
Adam Nox: Klavye
Mike Thorn: Davul



1. Black Rose
2. Endless
3. Crucify Your Love
4. Dreams and Silver Tears
5. Angel
6. Remember
7. Sweetest Emptiness of Love
8. Black Cage
9. Who Do You Hurt Now?
10. Running Up that Hill
11. Set Me on Fire
12. Diamond Baby

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder