8 Ocak 2011 Cumartesi

Samsara Blues Experiment - Long Distance Trip

Son zamanda karşıma bolca çıkan ve "post-rock" denip geçilen türe daha sonra iyice bir değineceğim: fakat, bazı grupları, post-rock ya da post-metal diyip geçmemek gerekiyor. Zira evet, post-rock, fakat birleştirdiği ve uyum içerisinde icra ettiği pek çok türü neden tek bir etikete iliştirip kenara atıyoruz?

Neden mi bu girizgah? Çünkü Samsara Blues Experiment da en az ismi kadar "deneysel" ve post-rock'ın kıt deneysellik yelpazesinden rahatça sıyrılabilecek kadar da kimliğe ve farka sahip. Dolayısıyla bu kimliğin çıkış noktasına bir değinelim: blues rock. İsmine "blues" koyacak kadar belirgin bir blues rock ve blues etkisi kesinlikle var. Mississippi'den çıkma bir topluluğu dinler gibisiniz. Bunu, sonuna kadar groove bir müzikal altyapı (sound) ile birleştiriyorlar, ve zaman zaman sludge rock diye tabir edilebilecek geçişleri var. Bütün bunlara, psychedelic rock etkileşimi ekleyip karıştırırsak, ortaya Samsara Blues Experiment çıkıyor.

Şimdi son zamanlarda stoner tarzı işlerde bir yükseliş var: post-sludge diye illa etiket isteyene verebileceğimiz bir tarzda misal Baroness, Kylesa ve Intronaut var misal. Samsara Blues Experiment ise bunların hepsinden uzakta ama bazen öyle bir geçiyorlar ki, onca groove'un altında bir metal etkisi sezmeden edemiyorsunuz. Dolayısıyla çok az metale kaydıkları söylenebilir.

Enstrüman kullanımları son derece başarılı ve aslında hayli "yaygın" - shoegazer usulü bir işi ağırdan alma var. Misal, Singata Mystic Queen şarkısının esas "başlangıcı" şarkının girişinden altı dakika sonra. E şarkı onbir küsür dakika olunca da tabii ki aslında öyle enstrümental psychedelic rock dinler sanıyorsunuz kendinizi. Vokal bulunan şarkılarda vokal genellikle geçişleri sağlıyor ya da sağlamlaştırıyor, zira ortada son derece nüans bir müzik var - çok ufak farklılıklar ve oynamalar mevcut şarkılarda ve değiştiğinde aniden değişiyor.

Şimdi, albümün zor kısmı da burada: aniden değişimler var, ama bu değişimlerin geçtiği yerler upuzun. Misal, son şarkı olan Double Freedom yirmi iki küsür dakika, fakat şarkı birkaç noktada "takılıp" beş altı dakika aynı riff ile takılıyor. Grubun garipliği burada zaten, bir med-cezir içerisindeler. Şarkılar uzayıp gidiyor derken "sıkıyor" anlaşılmamalı dolayısıyla, adamlar sıkmamayı bir şekilde başarıyorlar. Bunu bir progresif rock grubunun aksiyona ve değişkenliği ile ya da jazz'ın doğaçlama pasajlarıyla değil, gayet oturttukları müziği tınlatarak yapıyorlar.

Ki zaten işin garipliği burada. Müzik çok rahat, hiç kastırmayan ama bu kastırmamada arkaplana kayma riskini her an taşıyan bir yapıya sahip. Rahatça dinlenebilecek ve saatlerce oturup "abi sırf ses bu kulağımdaki" demeyeceğiniz bir şeyler arıyorsanız, değişik şeyleri severseniz ya da stoner-doom diye tabir edilenin sludge karışmış hali nasıl olur merak ediyorsanız, buyurun ve hiç kaçırmayın derim. Yalnız albüm sabır gerektiriyor ve tam hakimiyet diye bir şey söz konusu değil zira asla "hakim olabileceğiniz" bir müzik değil.

Artılar: Müzik, hava, atmosfer, her şey.
Eksiler: Biraz sabır ve az buçuk blues bilgisi gerektiriyor.
Kime tavsiye edilir: Bu şartları sağlayan herkese.

Samsara Blues Experiment resmi sitesi: http://www.samsarablues.de.vu/
Samsara Blues Experiment myspace: http://www.myspace.com/samsarablues

Long Distance Trip albüm kadrosu:
Christian Peters: Vokal, gitar, sitar
Hans Elselt: gitar
Thomas Vedder: davul
Richard Behrens: bas



1. Singata Mystic Queen
2. Army of Ignorance
3. For the Lost Souls
4. Center of the Sun
5. Wheel of Life
6. Double Freedom

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder