4 Ocak 2011 Salı

Machinae Supremacy, 3 - Spinefarm ve Zafer

Grubun Hikayesi ve Gelişimi
Deus Ex Machinae ve Jets'n'Guns Soundtrack Albümleri

2006 yılında, Machinae Supremacy, yeni albümü Redeemer'ı tamamlamıştı. Fakat, Music By Design (MBD) şirketi birden iflas edince, albümün çıkışı gecikti. Grup, bu arada, Spinefarm ile anlaşmayı başardı (gerçi, Robert'ın kurduğu, oyun müzikleri yapan Hubnester Industries ile de bunu yapabilirlerdi). Bunun sonucu olarak, Machinae Supremacy, Spinefarm gibi tanınmış bir şirkete geçiş yaptı. Bu kararın etkisi büyük olacaktı ve grubun yükselişi engellenemez hale gelecekti. Bu yükselişin ilk ayağı ise, hem yeraltı hem de satış versiyonu bulunan Redeemer albümü.

Albüme geçmeden: yeraltı versiyonunun şarkı dizilimi piyasa versiyonundan biraz farklı ve içinde Kaori Stomp, Cavern of Lost Time, Prelude to Empire/Empire şarkıları bulunmamakta. Ben şans eseri yeralı versiyonuna denk geldiysem de, aşağıda şarkı listesinde piyasa versiyonunun dizilimini vereceğim.

Redeemer (2006)

Eğer Machinae Supremacy'nin mükemmele ulaştığı albüm hangisi derseniz, size Redeemer derim. Gerçek anlamda rock/metalin kitabını yeniden yazabilecek potansiyele sahip bir bombadan bahsediyoruz zira. Grup, ilk albümdeki o uyuşukluğu atmış, bir "albüm" yapmıştır bu sefer ve baştan sona, sondan başa, Redeemer, mükemmeldir.

Yo, gerçekten. Müzikal altyapısına baktığımızda SID klavyelerin daha az kullanıldığını görüyoruz, fakat kendi içerisinde müziği ele geçirmek yerine müziğin bir parçası haline gelen klavyeler böyle çok daha başarılı. Hala buram buram punk metal (icat ettim terimi, evet) kokan, zaman zaman çok sert ve son derece gaz gitarların yanında coşan ve varlığını hissettiren bas ve davul ortaya dillere destan bir müzik çıkartıyor. Albümün nispeten yumuşadığı anlar (Rise, Oki Kuma's Adventure) bile bu coşkudan nasibini alıyor.

Albümün yarattığı atmosfer ise tek kelime ile "epik" çünkü her şarkı sanki ayrı bir marş, ayrı bir sanat eseri gibi. Elite'in yeraltına savaş çağrısından Ghost (Beneath the Surface)'ın cyberpunk göndermelerine, Kaori Stomp'un Japonca söylenen geçişlerinden gümbür gümbür gitarlarına, Ronin'in sakin havasından, Seventeen'in kısa ama resmen müziği kulağınızda parçalayan isyanına kadar, albümün her saniyesi ayrı bir zafer, ayrı bir efsane.

Ki, aslında Robert'ın söz yazımı ve çeşitli vokali çok etkili bu konuda. Dünyayı kurtaran bir panda ayısını konu alan Oki Kuma's Adventure'dan, sevdiğine zarar verenleri yok etmek isteyen bir adamı konu alan Hate'e, oradan da epik bir dizenin sonraki adımı olan Reanimtor'a sözler cayır cayır ve bazıları gerçekten insanı güldürüyor ya da içine oturuyor. Başka hangi albümde: "Somewhere along the line it seems that pimp became cool and punk mainstream" diye bir söz duyabilirsiniz ki?

Şimdi, albümün bir-iki de dipnotu mevcut. Grubun ilk şarkıları arasında March of the Undead diye bir isyan şarkısı vardı - bu şarkının ikinci versiyonu da, ilkinin remixi gibi bir şeydi. Konu olarak, gerçekten zombileşmiş toplumda varolamayan bir karakterin bakış açısını anlatan March of the Undead 2, bu albümde devam ediyor. Bu devam şarkısı da Reanimator (March of the Undead 3), ve kendisi de zaten Jets'n'Guns Soundtrack'inden bildiğimiz FutureMachine şarkısından esinlenerek yapıldı. Jets'n'Guns Soundtrack'i, iki şarkıya daha yol açtı: birincisi, Lava Trouble Bubble'ın yeniden yorumlanışı olan Rise ve ikincisi de, Machinaeguns ve Dududub Dududum'un birleşiminden doğmuş olan Empire.

Uzun lafın kısası? Redeemer arşivinizde yoksa utanın.

NOT: 10/4143249249404832 (bu sefer dayanamadım)

Redeemer Albüm Kadrosu:
Robert Stjärnström - vokal, gitar
Jonas Rörling - gitar, yardımcı vokal
Johan Palovaara - bas (fakat, iddiaya göre, bas çalmamıştır albümde)
Andreas Gerdin - klavye, yardımcı vokal
Tomas Nilsén - davul



(şarkı listesi, benim bilgisayarımdaki kayıda göre düzenlenmiştir ve iki versiyonun bir bileşkesidir)

1. Elite
2. Through the Looking Glass
3. Rogue World Asylum
4. Rise
5. I Know the Reaper
6. Kaori Stomp
7. Hate
8. Ghost (Beneath the Surface)
9. Seventeen
10. Ronin
11. Oki Kuma's Adventure
12. Reanimator (March of the Undead III)
13. The Cavern of Lost Time
14. Prelude to Empire
15. Empire



Overworld (2008)

Normalde, bu albüm için ben "grubun kara koyunu" derdim, zira albüm ileri bir adımdan çok yan tarafa bir adım gibi gelirdi. Fakat, albümün güzelliği burada çıkıyor: alışması zor ve hemen sırlarını açık etmiyor. Bunda albümün akışı çok büyük rol oynuyor: aynen Redeemer gibi başlıyor. Hatta Elite-Overworld, Through the Looking Glass-Edge and Pearl eşleştirmeleri bile yapılabilir rahatlıkla (ve ilerisi için aslında Seventeen-Violator). Albüm elini korkak alıştırır gibi giderken birden Radio Future ile sağ gösteriyor, Skin ile sol tekme atıyor, Truth of Tomorrow ile kafa derken....

Şimdi sorun burada. Dark City şarkısı kesinlikle rezalet. Tek başına orta karar bir şarkı ama bu albümde hiçbir yeri yok ve birden "ne lan bu şimdi" dedirtecek şekilde çıktığından dolayı albümün güzelliğine resmen gölge düşürüyor.

Gelirsek albümün güzelliği kısmına. Enstrüman kullanımında büyük bir gelişme söz konusu: gitarlar zaman zaman speed metal hızlarına çıkarken davullarda zaman zaman bir melodik death etkisi var (bazı geçişlerde twin pedal gümbür gümbür). Gazz'in vokali ilerlemiş ve maşallah yani, kendisinden şüphe edenlerin canına okurcasına gürlüyor. Sololar efsanevi ve armoni yapıldığı zamanlar mevcut: ki, sözler ve albümün genel havası Redeemer'dan çok daha karanlık. Eğer Redeemer, savaşın hız kazandığı ve herkesin coştuğu anlar idiyse, Overworld artık işin uzamaya başladığı zaman çöken gecedir denebilir.

Genel olarak albüme bir post-endüstriyel toplum rezaleti teması hakim. Redeemer'da esintileri olan cyberpunk havası dibine kadar. Siyaset, din, piyasa, tüketim toplumu, youtube kültürü, her şey nasibini alıyor. Radio Future'un Rise misali attığı sözlerden ("come now, be your own media whore" gibi), Conveyer'ın ümitsizliğine kadar albüm son derece karanlık.... ta ki birden, tokat atarcasına Britney Spears'ın Gimme More şarkısına yapılan cover çıkana kadar. Evet, adamlar bir Britney Spears coverı yapıp albüme koymaktan çekinmemişler. Hoş, webografide Boomfunk MC'nin Freestyler'ı (Sidstyler olarak) ve Spice Girls üyesi Mel C'nin I Turn To You'su da coverlanmıştı ama.... bu kadar karanlık bir albümde hazırlıksız yakalıyor adamı Gimme More SID.

Ayrıca, Jets'n'Guns kaynaklı şarkı bu albümde de mevcut - SID Icarus şarkısı, aslında Flight of the Toyota'nın elden geçirilmiş hali. Ve, mesihimiz Steve de, Need for Steve şarkısıyla (evet, Need for Speed referanslı bir şarkıyla) geri dönüyor. Ki, aslında Overworld'ün ilginçliği burada, yarısında geçmişe çok saplanmış durumda, ama kalan yarısında ise grubun yeni şeyler aradığını ve geliştiğini gösteriyor. Bu açıdan, Overworld'e geçmişle gelecek arasındaki köprü denebilir....di, eğer bir sonraki albüm tam bir efsane olmasaydı.

NOT: 10/9 (yaktın adamları Dark City)



1. Overworld
2. Need for Steve
3. Edge and Pearl
4. Radio Future
5. Skin
6. Truth of Tomorro
7. Dark City
8. Conveyer
9. Gimme More SID
10. Violator
11. SID Icarus
12. Stand

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder