19 Eylül 2012 Çarşamba

12 Stones - 12 Stones

Sene 2003.  Evanescence daha o zamanlar Fallen ile yeni yeni isim yapmaya başlıyor, hatta, Daredevil soundtrack'inde yer almış olan Bring Me to Life da şimdi, kim ne derse desin, güzel bir albümden çıkmış güzel bir parça olarak karşımıza çıkıyor.  Fakat, mesele Amy Lee'nin vokalde olması (benim bu tip vokalle ilk karşılaşmamdı, gariptir ki) değil(di) - mesele klipteki diğer adam.  Bugün bile çok azının adını sanını bildiği şu yardımcı vokal.

Adamın adını olaydan bir sene kadar sonra buldum: Paul McCoy.  Kendi grubuna sahip olduğunu öğrendiğimde ise aramaya başladım, ve 12 Stones ile karşılaştım.  Bu yazıya konu olmuş albüm bundan tam on yıl önce çıktı, ve bu yazının da amacı nostalji esasen.  Daha fazla uzatmadan....

12 Stones için iki yakıştırma yapılıyor: post-grunge (o her ne demekse) ve Hristiyan rock.  İkisi de aslında belirteç işlevini yerine getiremeyen türler arasında, fakat, grunge'ımsı bir altyapının, bir alternatif rock bileşkesinin ilk adımı olduğu söylenebilir.  Elektrogitar ve power akor kullanımı, uyum içinde giden bas ve davul ve Paul McCoy'un aslında son derece hoş vokalleri, basit, ekstra detaydan son derece yoksun bir müzik ortaya çıkartıyor.

En başından söylenmesi gereken şey şu: Hristiyan rock etiketi bu grup söz konusu olunca son derece yanıltıcı.  Hoş, bir değil birkaç şarkıyı bu şekilde bağlamak mümkün, fakat genelinde (misal bir P.O.D. kadar) buna odaklı değiller.  Kaldı ki, Paul McCoy'un yazdığı sözler genellikle kırılgan/zarar görmüş, içe dönük olabildiği kadar tam tersine bir coşku da barındırabiliyor (misal, "Aç gözlerini ve gör ki bu hayat senin sandığından daha güzel" gibi.)  Buna eşlik eden unsurlardan biri, müziğin oynaklığı, ki aslında çeşitli ruh halleri arasında geçişi müzik sağlıyor.

Grubun bir eksisi, albümde birkaç yerde birden (Crash, The Way I Feel, Fade Away, Home) benzer bir formül kullanması denebilir, fakat - efekt yemiş ama distortion içermeyen hafif bir riff ile açılan şarkılar bile daha ilk saniyeden şarkının genel havasını belirleyebiliyor.  Benzer şekilde, direkt kafa göz dalan şarkılar (Broken, Soulfire, Backup) da sadece kullanılan ton ile aydınlık ya da karanlık çıkabiliyor.

Aslında, bu tip bir rahatlık bu gruba kesinlikle lazım zira yaptıkları müzik öyle çok komplike, milyonlarda minik parçacıktan oluşan, her dinleyişte yeni bir katmanını keşfedeceğiniz cinsten değil.  Müzik size ne sunuyorsa ondan ibaret, söylediğinden başka bir derdi, mesajı, vesairesi yok.  Bu, dinlediklerinde bile illa bir "mesaj" illa bir "derinlik" arayacak olanlar için kötü bir haber, fakat, aynı zamanda, albümün en önemli özelliğini öne çıkartıyor: albüm rahat, hafif ve hoş, ve daha fazlası olmaya ne çalışıyor, ne de oluyor zaten.

Sonuç mu? Grubu nedense takip etmedim bu albümden sonra, fakat bu albümün kendi içinde son derece hoş ve hafif bir albüm olduğunu söyleyebilirim.

Artılar: Basit ama güzel müzik, hoş sözler, rahat bir albüm olması.
Eksiler: Grubun tarzının fazla basit gelebilecek olması.
Kimlere tavsiye edilir: Rock seven herkes dinleyebilir.

12 Stones resmi sitesi: 12 Stones
12 Stones myspace: 12 StoneSpace

12 Stones albüm kadrosu:
Paul McCoy - vokal
Eric Weaver - lead gitar, yardımcı vokal
Kevin Dorr - bas gitar
Aaron Gainer - davul




1. Crash
2. Broken
3. The Way I Feel
4. Open Your Eyes
5. Home
6. Fade Away
7. Back Up
8. Soulfire
9. In My Head
10. Running Out of Pain
11. My Life
12. Eric's Song

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder