17 Eylül 2012 Pazartesi

Alice in Videoland - Maiden Voyage

Alice Harikalar Diyarında ve Aynanın İçinden en sevdiğim iki eserdir, bunu en başında söylüyorum.  Bu iki eseri o kadar çok seviyorum ki, zaman zaman uzaktan yakından alakası olan şeyleri arayıp bulmaya çalışıyorum.  Alice in Videoland'i ise ilk duyduğumda, açık net, ne yaptıkları müzik, ne herhangi bir şey çekmişti beni - umurumda olan tek şey Alice ile alakalı olmasıydı.

Alice in Videoland'in icra ettiği tür için en çok duyduğum yakıştırma electroclash oldu, fakat şahsen bu türün neye benzediği ile uğraşmak yerine önümdeki eseri parçalarına ayırmayı tercih ettiğimden şunu söyleyebilirim: synthesizer ağırlıklı, pop ve rock sosu yedirilmiş, elektronik/endüstriyel bir müzik var elimizde.  Alice in Videoland, belki de Toril Lindqvist'in vokalleri ya da genel havasıyla, 80'ler popundan felaket etkilenmiş ve çoğunlukla o kadar neşeli, o kadar zevkli bir müzikal altyapıya sahip ki...

Ki zaten Alice in Videoland'in ilk ve en belirgin özelliği burada: yeniyetmemsi bir enerjiye, bir neşeye, bir saflığa sahip albüm.  Lay Me Down ile tam gaz başlayıp, Got to Go ve Going Down ile de resmen cayır cayır yanmaya devam ediyor.  Keza Dance with Me, Video Girl, Addicted ve sonrasında da bu enerjiyi muhafaza temeyi başarıyor.  Tabi bu kadar dolu dizgin giden bir albümün uzun olmasını beklememek lazım, ki zaten aşağı yukarı yarım saatlik süresiyle, Maiden Voyage her durumda dinlenebilir olmak gibi bir artıya daha sahip.

Genelde şarkılar standart şarkı yapısını takip ediyor, fakat bu kötü bir şey değil.  Tam aksine, şarkıların önceden tahmin edilebilir olması albümü rahat hazmedilir kılıyor.  Bunun yanında, her şarkıda Alice in Videoland kimliğini yansıtan birkaç öge hep var.  Synthesizer ön planda, Toril'in tamamen kendine has vokali (ve bazen öne çıkan aksanı), nakaratların akılda kalıcılığı ve öne atılan melodilerin az ama öz, akılda kalıcı ve hoş olması gibi şeyler albümün tamamında var ve rahatça dinlediğiniz grubun kimliğini anlamanızı sağlıyor.

Tabi Maiden Voyage eğer hep neşeli, hep sabit bir dugyuda kalsa çekilmezdi, şarkılar ne kadar ayrı olursa olsun, ki bu noktada da, albümün çoğuna hakim olan neşenin diğer etkisi öne çıkıyor: albüm iki noktada (Red ve Panic) depresifleşiyor.  Önceki ve sonraki şarkılar son derece pozitif yüklüyken, bu iki şarkı tokat gibi çarpıyor ve büyük ihtimalle olduklarından daha karanlık gösteriyor.  Kaldı ki, bu iki şarkı son derece güzel yapılmış, rock yönü ağır basan şarkılar ve işin sonunda yarattıkları hava eşsiz.  Bir de, arada Video Girl gibi "boogie" sözcüğüne odaklı ya da Naked gibi muzur (grubun daha sonradan birkaç adım ileri götüreceği manada muzur, ve de) şarkıların olması da albüme çeşitlilik katıyor.

Sonuç mu? Açıkçası bu albümü kaçırmamanız tavsiye edilir, sebebiyse çok bir şey sunma gereği duymadan insanı rahatça eğlendirebilen bir albüm olması dışında pek bir şey değil.

Artılar: Müziğin kendisi, albümün küçücüklüğü, kendini rahatça dinletebilmesi.
Eksiler: Pop etkileşimi ağır müzik sevmeyenlere hitap etmeyecek olması.
Kimlere tavsiye edilir: "Ne olsa dinlerim, bana güzel gelsin de" diyenlere.

Alice in Videoland MySpace: Alice in VideolandSpace

Maiden Voyage Kadrosu:
Toril Lindqvist - lead vokal (ve "müzik" Toril Lindqvist ile Calle Lundgren'e ait yazıyor...)
Michael Lose - gitar, yardımcı vokal, org
Johan Dahlbom - bas
Anders Alexander - davul



1. Lay Me Down
2. Got to Go
3. Going Down
4. Red
5. Dance with Me
6. Video Girl
7. Panic
8. Addicted
9. Naked
10. Sweet Thing

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder