24 Mart 2012 Cumartesi

Acretongue - Nihil

Hayatımın kaynaklarından bir tanesi olan last.fm'de denk gelip, bir sebepten sevip, uzun süre de last.fm'de kim ekli, kim değil bakmadığımdan ıskaladığım bir topluluk olmuş Acretongue ve yazık olmuş.  Çok yazık olmuş zira ben böyle güzel müziği çok nadiren bulabiliyorum.

Acretongue nasıl müzik yapıyor derseniz, valla zaten ortaya çıkan garip bileşke beni cezbetti diyebilirim.  IDM denildiğinde akla hep glitch ve benzeri etkileşimlerin gelmesi bir yana, eğer IDM cidden Intelligent Dance Music ise, Acretongue en "intelligent" hallerinden bir tanesini icra ediyor diyebilirim.  Biraz darkwave, biraz synthpop, biraz ambient, biraz terror EBM'in bazen (misal God Module felaket becerir bunu) korku filmi müziğini andırabilmesini alıyoruz, bunların hepsini chillout/trip hopumsu hava ve vokallerle birleştiyirouz, bütün bunları endüstriyel bir kapta yoğurduğumuzda Acretongue çıkıyor.

Nihil, projenin ilk albümü ve aslında 2007 yapımı bir albüm olmasına rağmen şu anda geçerliliği bir hayli olan bir albüm.  Bunun en büyük sebebi, daha açılıştan albüme yayılmışlığını belli eden olgunluk ve oturmuşluk hissi.  Her şey yerli yerinde ve her şey olması gereken yerde duruyor.  Tabii ki bu sürprizlerle karşılaşmayacaksınız demek değil, öyle olsa albüm oturaklı değil sıkıcı olurdu ve Nihil'in asla sıkıcı değil.  Bunun en büyük sebebi, müziğin genel yapısında: her şarkı, basit bir-iki sample'dan yola çıkarak başlıyor ve yavaş yavaş, katman katman, müziği resmen siz dinlerken inşa ediyor.

Ki aslında albümün bu kadar hoş olmasında bunun etkisi büyük - şarkılar basitten başlayıp, bir sample daha, bir synth line daha, bir ek pasaj daha derken resmen kendi içlerinde yapılanıyorlar ve bu da zaten herhangi bir anda dinlediğiniz bir kısım her an tamamlanmaya yaklaşabilir ya da kendi içinde parçalanarak tekrar kullanılabilir demek oluyor. Basefader, Voyeur ve Emigré bunun en güzel üç örneği zaten.  Haliyle tam ne zaman ne geleceğini bilmek imkansız.  Misal, Estranged'in girişi aslında son derece ciddi, keskin, kızgın bir synth ile (moog mu dedirten...) açılıyor, fakat buna eklediği perküsyon ve ekstra synthesizer/VST geçişiyle sesi yumuşatıp soğutuyor.

Buna benzer olarak, albümün geneline karanlık bir hava hakim - öyle iki üç şarkıda da değil, bütün albümde genel bir karanlık var.  Basefader ve Emigré gibi çok daha bariz olanlarının yanında, Trust/Obey ve Estranged hesabı daha karamsarlığa kendini vermiş olanlar var.  Hatta, albümün tek "sakin" anının derin bir melankoliye kendini vermiş Dragonfly olduğunu söylemek çok da yanlış olmayacaktır.  Bu havayı yaratan etmen, müziğin kendisinden çok Nico J'in vokali - vocoder'dan mutlaka geçmiş olan vokal üzerinde tanınmayacak kadar oynanmamış, ama genellikle vokal çok hafif bir melankoliyle geliyor (Puissance da böyledir bazen) ve bu da zaten varolan karanlığı daha da güçlendiriyor.

Kaldı ki aslında bu albümün yoğun atmosferi, en büyük artısı iken en büyük eksisine bu yüzden dönüşebiliyor: biraz aydınlık, biraz ışık istiyor insan.  Benim için hiçbir şekilde sorun olmadı bu, fakat bazen baştan sona hep karanlık, hep karamsar, hep hüzünlü albümlerin en büyük eksisi zaman zaman gerebiliyor olmalarıdır.  Dolayısıyla aslında Nihil kusursuz bir albüm olsa da, bu kusursuzluğu yakalayabilmek için biraz karanlık takılıyor olmak gerekiyor.

Fakat yine de, sonuç mu? Kaçırdığınız hata, sonuç bu.  Albüm, bandcamp'ten indirmesi bedava olarak duruyor/bekliyor.

Artılar: Müzik, atmosfer, şarkılar, bedava olması, her şey.
Eksiler: Cidden yok.
Kimlere tavsiye edilir: Karanlık takılan herkese.

Acretongue BandCamp: Nihil albümünü bedavaya bulabilirsiniz.

Acretongue Nico J.'dir




1. Proxy
2. Basefader
3. Voyeur
4. Trust/Obey
5. de_nihil
6. Estranged
7. Dragonfly
8. Emigré (part i & ii)
9. Neverwhere
10. ...violins played

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder